Yesilyurtezel - Tumblr Posts
Haydi gel seninle yıldızları sayalım
Gökteki tüm yıldızlara bir ad bulalım
Hepsini ezberliyelim sonra, zihnimize kazıyalım.
Yıldızlar bahanemiz olsun, hep beraber kalalım.
Artık hiçbirsey beni ağlatmaz dersin, bir şarkı çalar ve hıçkırıklarını dizginliyemezsin..
Kafamın içi mahşer yeri, geçmişin kirli sesleri; geleceğin kirli sessizliği.
Kafamın içi mahşer yeri, geçmișin kanlı elleri; geleceğin yok oluş izi
Kafamın içi mahşer yeri, geçmişin senli cenneti; geleceğin sensiz cenneti
Kafamın içi mahşer yeri, geçmișin sensiz günleri, geleceğin sensiz hiçliği.
Hesaplasma vakti geldi tüm sesler kesildi.
Gözümde yaş yok, gözümde kan var.
Yolumda taş yok,artık yolum yok.
İçimde acı yok, içimde his yok.
Geleceğimi göremiyorum,
Geçmișimi unutuyorum.
Yok oluyorum.
Yok yere ölüyorum...
Çünkü kendi kalbimi yerinden söken onlar değildi, bendim. Kendi hayatıma kendim son verdim. Kendi acımı kendim dindirdim.



Tüm o sözlerinden kaçıyorum hala, hiç yaşanmamış gibi davranıyorum onca şeyi ama ne kadar kaçsam da biliyorum, hepsinde haklıydı. Doğruydu tüm sözleri. En çok ta haklı olması acıtıyor... Ve ben artık kaçamıyorum.
Ben laviniaydim, kaktüs kadar dayanamadım.
Kaktüs olan sendin, laviniayi kaktüs sandın.
Hep dikenlerini batırdın, canım acımaz sandın...
Bitiyor yine ilacım süremem yarama merhem gelemem ben
Gidiyormuş baharım
Soluyor çiçeklerim, yeniden düşemem ben
Artık yorgun bu benden. Bıkmıș herșeyden, neredeyse herkesten. Kimse anlamaz olmuş onu. Kimsenin gözünde bi değeri kalmamış yine... O da degersizligini kabullenmiş, ona iyi gelen kimseleri kalmamış. Artık o da anlayamıyor kendini, o da dayanamıyor kendine. Bırakmak istiyor her şeyi, yorulmuș; biraz da başkaları çabalasın istiyor. Şehiri siyaha boyuyor yavaş yavaş kendi elleriyle, bedeni yorgun değil artık; sonsuz bir uykuda. Umursamamaya çalışıyor belki de umursamıyor, hayır kendimi kandırıyorum; günün sonunda geçmişim karşıma çıkıyor. Ve ben artık kendime yetemiyorum, biri gelip elimden tutsun istiyorum. Ama hayır unutmadım. Hayat o kadar da kötü değil, yalnızca içindekiler kötü. Ve ben artık herkesten kaçıyorum. Kendimi onlardan koruyabiliyorum, ama kendimi kendimden koruyamıyorum.... Șu sırrı ne zaman çözücem?
Artık yorgun bu beden. Bıkmış herşeyden, neredeyse herkesten. Kimse anlamaz olmuş onu. Kimse değerini bilmemiş... ama o biliyor kendi değerini, ona neyin ve kimin iyi geleceğini. Pes etmemesi gerektiğini... şehrin gıriliği de, yorulmuş bedeni de onu etkilemez olmuş. Çünkü o kendini iyileştirmeyi bilen, kendine yetebilen bir kızmış. Ben kimseyi umursamayacak seviyeye de geçtim kendime yetebilmeyi de öğrendim. Hayat o kadar da kötü değil. Sadece içindekiler kötü. Hayatın sırrını çözebilirsen, o zaman hiçbirşeyin zor olmadığını, hayatın o kadar da berbat olmadığını anlarsın. Yorgun bedenini öldürmek te diriltmek te sana kalmış aslında. Şu ufak sırrı çöz yeter ki.
Hayat çok garip değil mi? Sapasağlam, çok sağlıklı bir insan, ölüm döşeğinde olan bir insandan önce ölebilir. Bir mutluluk bir yara olabilir. Bir anda herşeyini kaybedebilirsin, biranda herşeyini bulabilirsin. Kahkahalar gözyaşlarına karışabilir. Düşmanın dostun olabilir ve dostun düşmanın olabilir. Her an herşey olabilir. Yedisinde neyse yetmişinde odur lafına inanır mısınız? İnanmayın. Aniden gerçekleşen bir olay-herşey aniden gerçekleşir-bir insanı değiştirebilir, farkındalık kazanır veya acımasızlık. Birkaç saniye bazen insana bir ömür gibi gelebilir, birkaç saniye bir insanın ömrünü değiştirebilir. Kimse kolay kolay değişmez diyebilirsiniz tanıdığınız sandığınız insanı artık taniyamadiginizi hissettiğinizde, ama zaten hiçde kolay değildir. Bilemezsiniz, bilemezler. Değişimlere şaşırmayın, gidişlere üzülmeyin. Umudunuzu da yitirmeyin. Her an herşey olabilir, ama unutmayın bazen herşey sizin elinizdedir.
Ve bazen değişmek gerekir.
Umurunda olmadığımı düşünürken ona aldığım kitabı okuduğunu gördüm...
Kitaba yazdığım notları gördüğünü biliyorum...