Anlaml Yazlar - Tumblr Posts

Kıpkırmızı olmuştu, elleri titriyordu. Sarıldı bana, elleri kıyafetime sıkıca dolanmıştı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. İşte o an görmüştüm.

Bir çocuğun acısına şahit olmuştum. Endişeleri, korkuları, üzüntüleri hıçkırıklarının arasında dökülüyordu ağzından ve o ağlamaya devam etti, dakikalarca saatlerce... Gerçekten, bir çocuk bile bu kadar mutsuzsa bizim halimiz ne olacaktı? Bilmiyordum. Sanırım bekleyip görmekten başka şansımız yoktu...


Tags :

Gizlenmek zevklidir, bulunmamak felaket.

-Donald Woods Winnicott


Tags :

Ne zamandır bu kadar mutluydu? En son ne zaman bu kadar mutlu oldu?

Gözleri parlıyor, gülümsemesi ışık saçıyordu.

Aklında az önceki güzel birkaç saniye, kalbinde her yere saçılmış beyaz türler vardı. Hoş hissettiriyordu, çocukluk neşesiyle ve heyecanıyla düşünüyordu şimdi. Ve eminim ki onun bu halini gören herkes de mutlu olurdu...


Tags :

Güldüğümde gözlerim fazla kısıldığı için üzgünüm, sana gülümsediğimde gözlerimdeki parıltıyı görmüyorsun...


Tags :

Hayır, takılı kalan bir plak değilsin

Seni izliyorum, sesini dinliyorum

Ve bilerek tekrar tekrar baştan başlıyorum...


Tags :

Ben önceden yalnızca içimi dökerdim bayım

Ancak sizi gördüğümden beri bu yetersiz kalıyor.

Satırlarca anlatmak istiyorum insanlara sizi

Gülünce yüzünüzde oluşan ilk baharı,

Gözlerinizdeki sayısız yıldızı -ki onlar benim için saatlerce sürecek gecelerden daha heyecan vericidir.

Ruhunuzdaki pes etmezliği yansıtabilseydim tablolara,

Kalbinizdeki bitmek bilmez sevgi ve samimiyeti

Ve daha birçok küçük alışkanlığınızı, keşke anlatmaya kalemim yetseydi bayım...

Ancak şuan yalnızca bana evreni hediye ettiğinizi söyleyebilirim...


Tags :

Belki de mükemmel olmayı bir kenara bırakıp sadece eğlencemize bakmalıyız, zira bu mesafelerden ve soğukluktan fazlasıyla sıkıldım.


Tags :

Bu evrende kaybettim, başka bir evrende yine karşılaşalım...


Tags :

Ben arafta kalmış bu Dünya'nın Dionysos'u

Sen ise benim üzümlü şarabım, en derin hazlarım...

Bu traji dolu hayatta bir arkadaş, seni ne çok özledim bir bilsen...

Geçen beter yaz sıcaklarından bahsetmek azaptır benim için

Boşverelim bu uzun pişmanlıkları, sessiz dakikaları

Zira bunu anlatmaya kalemim yetmez benim, bilirsin.

Şimdi ise yalnızca kadeh kaldırmak istiyorum; Mutluluğa, hiç bitmeyen arkadaşlık yıllarımıza ve mesafelerin engelleyemediği filmlere...


Tags :

Ufuğa bakıyorum şimdi

Dudaklarımdan çıkmıyor kelimeler

Önümdeki piano tek yolum, biliyorum.

Kafamı boşaltırcasına basıyorum notalara

Ufuğa karşı söylüyorum içimdeki şarkıyı,

Dalgalar oluşturuyor melodiyi, sert, hırçın ve durmaksızın.

Ve o an uyum oluşuyor; çalmaya doyamayacağım ezgi, bitmesini istemediğim senfonim...

Ufuğa karşı söylüyorum şarkımı, içimden bağırarak.

Martılar eşlik ediyor, akıntı uyumla dans ediyor

Huzur budur diye düşünüyorum şuan; sessiz, ıssız ve özgür...


Tags :

Bu son bağırışımdı, son çığlığım

Sonra öldüm, bir daha dirilmemek üzere

Kalbimde bir acıyla bıraktım bu dünyayı, ruhumdaki büyük kırıklar...

Ne çok acıtıyordu bir bilsen, her an ölümü düşlemek, hayattayken yaşayamamak.

Bıraktım bu dünyayı, aklım arkada kalmadı bile

Semaya yükselirken bu kadar acıya neden olan günahımı düşündüm, bu kadar yaşamamın sebebini...


Tags :

O güzel bahar hediyesini kitaplarınıza saklayın bayan, bunu seversiniz bilirim.

Yaz kış okuyun o kitapları, unutmayın hediyemi, beni.

Yalnız cuma günleri hatırlamayın beni; o günler haramdır bana, varlığınızı hatırlatan günahımdır...

Olur ya bir bahar günü yeniden karşılaşırsak, kaybetmeyin onları.

Ne de olsa bahar hediyeleri sonsuzdur; size verebileceğim en güzel hediye, en büyük azaptır.


Tags :

Felaketten kaçayım derken her seferinde kendimi felaketin ortasında buluyordum...


Tags :

İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım

Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından

Bebe dişlerinden, güneşlerden, yaban otlarından

Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar...

Şu aranıp duran korkak ellerimi tut...

Bu evleri atla bu evleri de bunları da

Göğe bakalım...

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım

İnecek var deriz otobüs durur ineriz

Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya

Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum

Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun

Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam

Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım

Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda

Beni bırak göğe bakalım

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım

Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum

Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi

Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor

Seni aldım bu sunturlu yere getirdim

Sayısız penceren vardı bir bir kapattım

Bana dönesin diye bir bir kapattım

Şimdi otobüs gelir biner gideriz

Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç

Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin

Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat...

Durma kendini hatırlat...

Durma göğe bakalım...


Tags :

Ve biz insanoğlu; Şehirlerce kalabalığın içinde bir küçük mum ışığı gibi çaresiz ve yalnızdık, farkında olmadan ıssızdık.


Tags :

Bazen birini öyle seversiniz ki millet; sevdiği kitaplara ilgi duyar, sevdiği şarkılar kulağınıza içten gelir ve yokluğunda filmlerin tadı tuzu olmaz...


Tags :

Rahat bırakıyorum sizi bayan; yüreğimde bir kırgınlık, bir öfke

Biliyorum inatçısınız, biliyorum düşünceniz haksız çıkana kadar onu savunacaksınız ve sonrasında üstünüze alınmayacakcınız

Savunmak için yaptıklarınızı yok sayacaksınız, anılarımıza olan güvenimi nasıl batırdığınızı görmezden geleceksiniz belki de

Sonbahar bitti bayan, kış da bitmek üzere, hediyelerimize acıyorum

Masumiyetini çirkinleştiren bir kalbiniz var bayan ve hep yalnız kalacak olan

Hoşçakalın bayan, eğer mümkünse.


Tags :

Sonra bir kez daha baktı bana. Bir insana bakıyormuş gibi bakmadı, boşluğa bakıyormuşçasına baktı. Dudaklarını ısırmadı, göğsü inip kalkmadı, saçlarıyla oynamadı, gülümsemedi, herkese gülen gözlerinde ben bir yabancı oldum. Konuşmadık, yalnızca baktık. Birbirimizi görmedik, belki de görmek istemedik. Bakışlarımızı kaçırmadık, önümüze çektik. Bu ikisi arasındaki fark bizim tüm düşüncelerimizdi muhtemelen.


Tags :

Gözlerimi kapattığımda zihnime canlanan yüzün ne soğuk, ne uzak

Sen ki benim en büyük hayal kırıklığım, dökülmeyen sonbahar yapraklarım

Uzak kaldım sana biliyorum, beni uzak bıraktın biliyorum

Bilmemeyi dilerdim

Yine İstanbul'da seninle gezmeyi düşünerek mutlu olurdum, sensiz ama sana bir o kadar yakın

Tam bir hayal kırıklığısın; kalbimi, zihnimi ve ellerimi paramparça eden bir sürü cam parcasi

Gençliğimin harabelerindeki bir çerçeve, çöpe atılmamış

Geri alabilir miyim onu, geri alabilir miyim seni?

Samimiyetini, fotoğraftaki eksik arkadaşlığını

Üzülüyorum bugünlerde, geceleri çerçeveyi arıyorum zihnimin köşelerinde, gündüzleri darmadağınığım zaten biliyorsun

Umarım bulabilirim, umarim harabe ve pislik içinde mahvolmadan geri alabilirim o çerçeveyi, seni

Umarım kaybolmazsın bu pis meyhanede, melankolik ve darmadağın zihnimde...


Tags :